ALLAHA EN YAKIN OLMAK İSTERMİSİN O ZAMAN SECDE ET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ALLAHA EN YAKIN OLMAK İSTERMİSİN O ZAMAN SECDE ET

İSLAM İ KONULAR VE PC PROGRAMLARI
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Üstad Hasan El Benna'nın Şehadeti Anısına

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 159
Kayıt tarihi : 27/08/08

Üstad Hasan El Benna'nın Şehadeti Anısına Empty
MesajKonu: Üstad Hasan El Benna'nın Şehadeti Anısına   Üstad Hasan El Benna'nın Şehadeti Anısına EmptyPerş. Ağus. 28, 2008 10:16 pm

Üstad Hasan El Benna'nın Şehadeti Anısına

12 Şubat 2007 - 12:57:44
20. asrın buhran dönemleri idi, Hilafet ilga edilmiş, İslam Ülkeleri imamesi koparılmış tesbih taneleri misali darmadağın olmuş ve Siyonist-Emperyalist eksenli planlar karşısında savunmasız kalmışlardı. Batının "Her ulusa devlet" siyaseti neticesinde bölgede kurulan devletlerin bir çoğu Türkiye, Mısır ve Suriye başta olmak üzere Batılı güçlerin ileri karakolu işlevini görmeden öte bir anlam taşımıyorlardı. Hasan El Benna doğduğu ve yetiştiği dönemde Mısır'da ciddi bir toplumsal çözülme yaşanıyor, Batı Kültürü mecmualar ve gazeteler vasıtasıyla Mısır toplumuna kurtuluş yolu olarak anlatılıyordu. İkinci Dünya savaşının mağlupları bir anlamda kurtuluşu galipleri taklitte bulmuşlardı. Hasan El Benna, 14 Ekim 1906'da böylesine menfi şartların yaşandığı Mısır'ın Buhayra şehrine bağlı Mahmudiye kasabasında Ahmed bin Abdurrahman El Benna isimli bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Yetiştiği aile ortamı, gitgide bozulan Mısır toplumu içerisinde güç bir istisnayı temsil ediyordu. Ahmed bin Abdurrahman El Benna hadis ilminde derinleşmiş ve fıkıh konusunda da çalışmalarda bulunmuş, talebeler yetiştirmiş bir şahsiyetti. Bu sebebledir ki Ahmed bin Abdurrahman, evini; duvarları zühd ve takva ile örülmüş bir dergâh haline dönüştürmüştü.

Hasan El Benna'nın eğitim hayatı da doğduğu evde başladı. Babası tarafından Kur'an üzerine eğitilen Hasan El Benna, henüz küçük yaşlarda iken Kur'an'ı hatmetti. Farz namazlarını çocuk yaşlarda ifa etmeye başlayan Hasan El Benna, sekiz yaşına geldiğinde babası tarafından Mahmudiye'deki bir medreseye kaydettirildi. Medresede Kur'an'ı hıfzetme çalışmalarına başlayan Hasan El Benna, bir taraftan da Sarf-Nahiv gibi Arap Edebiyatı ilimlerini tedris ediyordu. Medreseden mezun olmasının peşi sıra, Demehnur şehrindeki bir Liseye kayıt yaptıran Hasan El Benna, bu okulda okurken Kur'an hıfzını tamamlamış ve bir çok İslami metni de tahlil etmişti. İlim tahsil ederken, bir taraftan da nafilelere devam etmek suretiyle manevi açıdan kendisini geliştiren El Benna, lisede "Haramlarla Mücadele Cemiyeti" adında okulun öğrencilerinde oluşan cemiyet kurmuş, ülkenin büyüklerine Mısır toplumundaki bozulmalara dikkat çeken mektuplar göndermişti. Fethi Yeken Hasan El Benna'nın bu dönemdeki halet-i ruhiyesini şu şekilde ifade ediyor:

"Yüzünün hatlarında devamlı bir elem ve hüzün görünüyordu. Kalbinde Müslümanların dertlerine çareler bulabilme aşkı vardı. O'nun hali kötülüğü eliyle engellemek isteyen bir kimsenin haliydi."

Yine Fethi Yeken'in Çağdaş Davet Önderleri isimli eserinde belirttiğine göre, El Benna, liseden mezun olduğunda Mısır'ın en başarılı beş talebesinden birisiydi. Nitekim bu başarının doğal bir tezahürü olarak, Kahire'de bulunan Dar'ul Ulum'a kaydoldu. Üniversite'yi de birincilik derecesi ile bitiren Hasan El Benna, o dönemde İngilizlerin yoğun olarak bulunduğu İsmailiye kentine öğretmen olarak tayin edildi. Mecmuat'il Resail isimli kendi Risalelerin toplandığı eserinde İsmailiye'nin geçirdiği buhranı anlatırken Hasan El Benna şu ifadeleri kullanıyor:

" Bu ne demek? Selahaddin'in vatanında Rişar'ın çocuklarının ne işi var? Sanki, hilalin alnına haç takmışlar gibi. Ey Ülkeler Fatihi! Uyansan da bir görsen bedbaht neslinin halini, kim bilir belki bizi ayıplardın. Doğrusu böylesi bir şehirde yaşamaktansa, ölümü arzuluyordum."

İsmailiye'de İngilizlerin yaydığı fesada ve İslam Ümmetin içinde bulunduğu biçare hale çareler üretmeye çalışan El Benna, ilk iş olarak çevresinde şahsiyetlerine ve dindarlıklarına güvendiği altı arkadaşını bir araya toplar. Mısır başta olmak üzere İslam Dünyasını bir yangın gibi hızla saran mahmurluğa çözümler üretebilmek amacıyla toplantılar düzenler. Aynı zamanda İhvan-ı Müslimin hareketinin çekirdek yapısının temellerinin de atıldığı bu dönemi Hasan El Benna şöyle anlatıyor:

"ALLAH bilir nice geceleri Ümmetin dertlerine çareler aramakla geçirdik. Ümmetin hallerini tahlil etmek, dertlerini ortadan kaldırmak için ne kadar düşündük. Bu hallerin tesirinden bazen ağlama durumuna gelirdik."

Yine Fethi Yeken'in kaydettiğine göre bu hazırlık sürecinde harekete bir isim ihtiyacı ortaya çıkınca, Hasan El Benna bir isim düşünmek yerine doğrudan bir öneri getirmişti: " Biz İslam'a hizmet gayesiyle bir araya gelmiş kardeşleriz. Öyleyse adımız 'İhvan- Müslimin' olsun."

Hasan El Benna öncülüğünde çalışmalara başlayan yedi kişi, ilk hedef olarak İsmailiye'de İngiliz Şirketlerinde çalışan Mısırlı gençlerin uğrak yerleri olan kahvehaneleri seçerler. Hasan El Benna sık sık buralara giderek insanlara Kur'an kıssaları anlatır ve Onları mescide davet eder. Bir süre sonra, davet filizlenir ve İsmailiye'deki gençler Üstad Hasan El Benna'nın etrafında halkalanırlar. Çünkü Hasan El Benna Onlara kaybettikleri ruhu geri kazandıran bir bilgiyi, güzel bir üslupla aktarmış ve Onlara ALLAH 'ın dinine tabi olmanın dünya ve ahiret hayatına taalluk eden önemini gayet güzel kavratmıştı. ALLAH 'ın bereketlendirdiği bu çalışma aradan bir kaç yıl dahi geçmeden İsmailiye hududlarını zorlayacak kadar büyümüştü. Nitekim, bütün Mısır sathında İhvan hareketi yayılınca ve artık bu Cemaat bir merkeze ihtiyaç duyunca Hasan El Benna öğretmenlikten istifa etmek suretiyle Kahire'ye taşınmış ve İhvan'ın genel merkezini Mısır'ın başkentinde kurmuştu. 1932 yılında ise Mısır genelinde üç yüz şubesi olan ve kahır ekseriyetini gençlerin oluşturduğu bir harekete dönüşmüştü İhvan. Sonraları, Cemaatin Mısır toplumu ile bütünleşmesi ve davet çalışmaları daha da genişleten Hasan El Benna, "Anne Okulları" ismiyle Müslüman kadınları bilinçlendirme amacı taşıyan bir yapı oluşturdu. Zeynep Gazali öncülüğündeki bayanların da iştirakiyle sonraları "Müslüman Kadınlar" ismiyle anılacak bu oluşum Mısırlı Müslüman Hanımların İslami hayat tarzına yönelişinde ciddi etkisi olmuştur. Öte taraftan gençlerin eğitimi gayesi ile okullar açtıran Hasan El Benna, hissedarlarının çoğunu İhvan mensuplarının oluşturduğu ticari işletmelerin ve fabrikaların açılmasına da vesile olmuş, böylelikle eğitimden sosyal hayata ve Hanımların gelişimden işçilerin yaşamına kadar pek çok hususta Müslümanca yöntemlerle çözüm üretilmesi için neler yapılabileceğini de gözler önüne sermiştir. Hareketin duruşunu ise yine Risalelerinde yer alan şu cümleler ile anlatıyordu:

“İhvan hareketi ALLAH ’ın kitabı ve Resulün sünnetinde yer alan saf haldeki İslam’a dönüşe çağıran selefi bir harekettir. Her konuda sünnet-i seniyyeye uygun hareket etmeyi zorunlu kabul edişinden ötürü Sünni bir harekettir. Güzellikler üzerinde birleşip ALLAH için sevmeyi ve gerektiğinde ALLAH için insanlardan yüz çevirmeyi esas kabul ettiği ve amel, kalp ve kişi arınmasını önemli gördüğünden ötürü de sufi bir harekettir.”

1946 senesinde Hac farizasını ifa eden Hasan El Benna, birlikte Hacca gittiği cemaat mensuplarında ciddi bir duygu yoğunluğunun oluşmasına vesile olmuştu.

1940'lı yıllara gelindiğinde ise, İhvan-ı Müslimin Mısır'ın en büyük hareketi haline gelmiş, medya sahasında ciddi atılımlar gerçekleştirmiş ve Suriye, Irak, Filistin ve Cezayir gibi ülkelerdeki Müslümanları etkileyerek, oralarda da İslami Davetin yayılması için çalışan yapıların kurulmasına vesile olmuştu. Böylesine bir gelişme, böylesine güçlü bir İslami Hareketin Müslümanların parçalandığı Birinci Dünya Savaşının üstünden yarım asır dahi geçmeden ortaya çıkması bölgede Siyonist bir devletin kurulması için çalışan Emperyalist güçlerce beklenmeyen bir gelişme idi. İkinci Dünya Savaşı sırasında işbirlikçi Hükümetin İngilizlere açıktan destek vermesi İhvan'ı rahatsız etmişti. Bu rahatsızlık 1947 yılında Yahudilerin Filistin'de giriştikleri katliama karşı Ezher'de düzenlenen büyük mitingler organize edilmişti. Filistin'de Müslümanlarla Yahudiler arasında savaş başladığında ise, Yahudilere İngiliz desteği giderken İhvan mensupları da Müslümanlara destek oluyorlar bazı İhvan mensupları da bizzat Hasan El Benna'nın emri ile Filistin'deki cihada iştirak ediyorlardı. Bu durumu Fethi Yeken şöyle anlatıyor:

“Derken 1947 senesinde bazı mücahitlerini Filistin'e gönderiyordu. Filistin dağları ve köyleri daha önce görmedikleri ender mücahitler görmeye başlamışlardı. Evet, Filistin Yahudi’ye kuvvetli bir ders vermek ve onlara zilleti tattırmak için ölümü hayata tercih eden insanlara şahit olmuştu.”

Filistin'de aktif olarak yer alan İhvan Mücahidleri, büyük başarılara imza atarak, Siyonistlere ağır yenilgiler tattırırken, bir yandan da Mısır’da İhvan ciddi bir takip altındaydı. A.B.D. ve İngiltere gibi ülkelerin gizli servisleri sanki İşbirlikçi Mısır Hükümetine bağlı İstihbaratçılar yetmezmiş gibi İmam Hasan El Benna'yı yakın takibe almışlardı. Nereye gitse peşinde muhbirler oluyor attığı her adım İstihbarat Merkezlerine rapor ediliyordu. Nihayet, takibatın sonlanması ile birlikte İngiliz Uşağı Kral Faruk İhvan-ı Müslimin hareketini yasa dışı ilan etmiş ve binlerce üyesini tutuklayarak cezaevlerine attırmıştı. Ancak Hasan El Benna'nın en yakınları dahi tutuklandığı halde kendisi tutuklanmıyordu. Çünkü Kral Faruk El Benna Mısır Halkı üzerindeki etkisinin böyle bir tutuklama sonucunda öfkeye dönüşerek tahtını sallayabileceğini hesap ediyordu.

Ve 12 Şubat 1949... Şehadetinden bir kaç güç önce müjdeli bir rüya gören İmam Hasan El Benna, Müslüman Kardeşler Teşkilatının Kahire'deki merkezinden henüz çıkmıştı ki, tamirat bahanesi ile kapatılan karanlık yola giren bir araçtan üzerine ateş açıldı. Çevredeki İhvan mensuplarınca hemen yakındaki bir hastaneye kaldırılan Hasan El Benna, hastanade tedavi edilmeyerek kan kaybından şehid oldu. Şehid gibi yaşayan İmam, nihayet ömrü boyunca arzuladığı şehadete erişmişti. Ancak ömrü boyunca uğradığı zulmü yeterli görmeyen tağutlar şehadetinden sonra da İmam'a zulmetmeye devam ettiler. Cenazesinden evvel kendisine yakınlığı bulunan bütün erkekler gözaltına alınmış ve cenazesi Fethi Yeken'in kaydettiğine göre dört kadının ve Yaşlı babasının omuzlarında taşınıyordu. Tabutu omuzlamak isteyenlere ise babası şöyle haykırıyordu: "Oğlumu öldüren sizlersiniz. Şimdi de bütün insanların gözleri önünde onun tabutunu taşıyıp da ne yapacaksınız ey zalimler?"

İmam Hasan El Benna, derin bir Kur'ani bilgiye ve amel güzelliğine sahipti. Öyle ki amel güzelliği, imanın nuru ve mücadele azmi adeta yüzüne yansıyor çevresindeki insanlara sirayet ediyordu. O, kendisinden sonra bir daha bir benzerinin olmadığı büyük bir liderdi. Zalimlerin İslam'ın hüsran asrı olmasını istedikleri 20. Asrı mücadele asrı kılacak kadar engin bir samimiyet timsali idi. Fethi Yeken'in de belirttiği üzere, liderlikte büyüklüğün belli bir ölçütü yoktur. Kimisi ilmi yönden, kimisi askeri yahut kaşiflik yönünden yahut siyasi liderlik yönünden büyük olabilirler. Ancak kalıcılık açısından değerlendirdiğimizde görebiliriz ki, bütün bunlardan daha da büyük olan liderler, Ümmeti yeniden inşa eden, bir nesli İslam üzere yetiştiren ve tarihe yön veren şahsiyetlerdir. Çünkü henüz 22 yaşında iken, dünyanın en güçlü İslami Teşkilatını oluşturacak bir vecd ile mücadelesine başlayan Hasan El Benna böyle bir şahsiyet idi. Bugün Mısır ve hatta Dünya tarihini yazmak isteyen birisinin Hasan El Benna'yı ve hareketini anmaksızın adil bir şekilde yazabilmesi imkansız görünmektir. Düşünün ki El Benna'nın Filistin'e gönderdiği gençlerinin temelini attığı Hamas hareketi halen Filistin'deki bağımsızlık mücadelesine yön vermektedirler. Düşünün ki halen O'nun yaktığı ve kanıyla alevlendirdiği ateş dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların mücadele yollarını aydınlatan bir ışıktır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://secadem.forummum.com
 
Üstad Hasan El Benna'nın Şehadeti Anısına
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ALLAHA EN YAKIN OLMAK İSTERMİSİN O ZAMAN SECDE ET :: İslam :: İslami Şahsiyetler-
Buraya geçin: