Ablacığım! Benimle oynar mısın? Ama sen ağlıyorsun. Neden ağlıyorsun ki..? Seni ağlatan bu soğuk taşlar mı ablacığım? Lütfen ağlama artık, yoksa ben de ağlarım.
Hem ben ağlarsam çığlık çığlığa ağlarım. Ben küçüğüm ablacığım, ufacık kalbim tertemiz benim. Tıpkı senin hayallerinin temizliği gibi. Benim ağlayışımı melekler arşa ulaştırır ablacığım, senin mazlumluk kokan dualarının ulaştığı gibi. Ben çok ufağım ama sesim çok gürdür ablacığım. Hadi gel benimle, tut elimi. Oturma kara vicdanlıların soğukluğunu taşıyan bu taşların üzerinde. Fakültenin kapısında yıkılmasın hayallerin.
Ben büyüyünce hakim olacağım ablacığım. Seni ağlatanları, senin göz damlalarınla yargılayacağım. Her bir damlaya yüzyıllar vereceğim. Benim ikna odalarım olmayacak. Benim iknam açtığım avuçlarımda olacak. Ama ben ağlatmayacağım ablacığım. İnanıyorsun bana değil mi?
Benim de seninki gibi hayallerim var ablacığım. Fakültenin kapısında sizlerle duracağım. Ama oyuncak olmayacak ve hiç ağlamayacağım. Hep mütebessim olacak şirin yüzüm. Ağlama artık ablacığım. Bitkin olmasın üzerinde durduğun ayakların.
Elinde duran kitabı mı okuyorsun ablacığım? O' nun kelamını ben de biliyorum.
"...İnanıyorsanız üstünsünüz." diyor değil mi? Ben de inanıyorum ablacığım. O'na da inanıyorum, sana da ve hayallerine de..