“İslam garip başladı, garip haline geri dönecektir..
Öyle bir zaman gelecek ki İslam’ı yaşamak,
imanı muhafaza edebilmek, avuçta kor tutmaya eşdeğer olacaktır..
Onu yaşayanlar, asırlarında gariplerdir..
O Hakk erlerine, O gariplere müjdeler olsun!..”
Kolay değil şu câzibedar fitne asrında,
Nefse geniş, gönüllere dar şu zamanda sevdalanmak..
Yani; O’nun boyasına boyanmak.. Aşk eri olmak..
BİN güzelden yüz çevirip,
BİR güzele, EN GÜZEL’ e yâr olmak..
Hiç kolay değil..
Ve: Kurak topraklarda gül yetiştirmeye talip olmak..
Çöllerde vâhaların, bin çiçekli bahçelerin heveslisi olmak..
Ve:
Kanınla suladığın, ihtimamla yetiştirdiğin çiçeklerin hoyratça tarumâr edilişine sessiz kalmak, kalabilmek..
Ve:
Zulme şahidler olmak..
Zor.. Çok zor..
Yüreğinin bin kez “hayır!” dediği önünde saygıya durmak ve bin kez “evet” lediğine tam yâr olamamak...
Benliğini alıp ta ayaklar altına, kanın çekilircesine, sanki ölürcesine –Ve aslında dirilircesine- “LA!” diye haykırmak..Hiç kolay değil..
Ve yılmamak..
Yeniden.. Yeniden ebed bahçelerine talip olmak..
Yeniden tohum saçmak..
“Her dem yeniden doğarız// Canlar ölesi değil..”
Şevkle her başa dönüşü, hedefe bir yaklaşma bilmek..
Çok zor..
Bin kez kovulduğun kapılara,
Hakk adına yine varmak tebessümle..
“Öz yurdunda garip, öz vatanında parya” olmak..
Gurbet içre gurbetleri yaşamak dâim;
Evinde, okulunda, işinde, sokaklarda...
Ve hatta aynı safta omuz verdiklerinle..
Atılmak, ezilmek hep.. Aşağılanmak..
Gözyaşından bir yolda yürümek dâim..
Hep hüzün bestelemek..
Ve yine de, inadına sevda türküleri söylemek..
İnadına sebat etmek, dimdik ayakta kalmak..
Hiç kolay değil..