Zeynep el-Gazali hapishanede iken onun işkence ve yorgunluğunu artırmak için hücresine eroin kaçakçısı bir kadın getirirler. Bu kadın çocukları kaçırıp boğazlayarak bağırsaklarını çıkartıp içerisine eroin dolduran ve kefenleyerek cenaze nakli altında eroin kaçakçılığı yapan biridir.
Kadın Zeynep el-Gazali'nin hücresine konulduktan bir müddet sonra müslüman olur ve tevbe eder. Namaz kılmaya ve oruç tutmaya başlar. Daha sonra Zeyneb el-Gazali'nin ailesiyle aralarında irtibat başlar.
Kadın, Zeyneb el-Gazali'nin ailesine: "Zindana bir şey göndermek istediğiniz zaman bana gönderin ben onu ona ulaştırırım," der. Eroin kaçakçılarının ziyareti serbestti, ancak Zeynep el-Gazali'nin ziyaretçilerle görüştürülmesi ve dışardan ona bir şey gönderilmesi yasaktı.
Bu cani kadın müslüman olduktan sonra Zeynep el-Gazali'ye dışardan çok güzel yiyecekler getirmeye çalışıyor ve ona hizmet ediyordu. Cezaevi idaresi bu duruma çok şaşırmıştı. Ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Kendi kendilerine şöyle demişlerdi: "Biz esrarcı kadını hacı Zeynep el-Gazali'nin yanma koyarak onu da bozduk. Her halde bu kadın tevbe etti. Yaptıklarından vazgeçti."
Daha sonra eroinci kadını cezaevinden çıkartırlar. Kadın çıkarken ağlar ve: "Ben sensiz nasıl yaşayabilirim?" diyerek feryat eder.