"Ölüm bizlere eninde sonunda gelecek, ya yatağımızda ya da Apaçi ile... Ben Apaçi'yi seçiyorum" Abdulaziz Rantisi (Şehadetinden bir hafta önceki bir konuşmasından)
Şehid Abdulaziz Rantisi’yi çoğumuz, Hamas hareketindeki üst düzey görevi ile, etkileyici liderlik yönü ile veya hayatını biraz araştırdıysak fedakar bir tıp doktoru yönüyle tanırız. Oysa Şehid Rantisi’nin, komutanlığı, dava adamlığı ve doktorluğu dışında, bir de oldukça güçlü olan, fakat biz Türkiyeli Müslümanlar tarafından pek fazla bilinmeyen bir yönü daha vardır, “şairlik”… Arap Diline hakim olan kimselerin ve Arap dünyası dil kurumlarının görüşlerine göre, yetkin ve taşları yerine oturmuş bir şiir kültürüne sahiptir Rantisi. Ayrıca şiirlerinin toplandığı bir de Divan sahibidir. Şiir yazmak, edebi bir kişilik taşımak belki en çok Rantisi’ye yakışır. Ancak günümüz şairlerinin pek çoğu, kalem tutmayı ve şiir yazabilmeyi, silah bırakmanın ve zulme karşı direnmeyi ikinci plana itmenin bahanesi saymaları, hayatlarında önceliği “Hakkı üstün tutmaya ve müdafaa etmeye” ayıran kitlelerin gözünde problemli bir şair algısının oluşmasına sebebiyet vermişti. Bu ortamda, şiirle uğraşan Müslüman Gençlerin zihin karışıklığının giderilebilmesi açısından, Şehid Rantisi’nin kimliğinde hem şiir uğraşının hem de zalimlere karşı tavizsiz bir tevhidi duruşun ahenkli bir şekilde buluşması ve gerçek bir hareket önderinin vasıfları ile derin bir şiir kültürünü aynı kişilikte barındırıyor olması son derece önemlidir.
Esasen şiir, yüzlerce yıllık İslami Kültür geleneğinin içerisinde, en çok tartışılan konulardan bir tanesidir. Çünkü sahabenin içinde şairlik yönleri olan kişilerin varlığının bilinmesi ve Peygamberin bu kimseleri, ALLAH için şiir okumaya teşvik ettiğine dair rivayetler bir yanda dururken, diğer yanda Kur’an’ın uzun surelerinden birisi olan Şuara Suresi de yine şairler ve şair kişiliklerin özellikleri hakkında geniş bilgiler vermektedir. İşte bu hususun nasıl anlaşılması gerektiği hususunda gerek alimlerimiz gerekse şairlerimiz yüzlerce yıl zihin yormuşlar ve tartışmışlardır. Peygamber (a.s.)’ın hadisleri incelendiğinde ise konunun temeli ile ilgili iki rivayet dikkat çekmektedir:
“Übey İbnu Ka'b (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şiirde hikmet vardır"
"Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "Sizden birinin içine onu bozacak irin dolması, şiir dolmasından hayırlıdır."
Rivayetlere dikkat edilirse, Resulullah (a.s.) şiirde hikmetin olduğunu ve içinde hikmet bulunan şiirde hayır olduğunu te’vile yer bırakmayacak bir açıklıkla ifade etmektedir. Ancak yine Resulullah, bir kişinin içine şiirin dolmasının, hayatının merkezinde şiir bulunmasının ne kadar olumsuz bir durum olduğunu da açıkça ifade etmektedir. Yani bir anlamda hikmetin ifade edilmesi ve Müslümanların faydalanması için uğraşılan şiirde hayır varken, nefsin merkezine oturan, ve kişinin sadece şiirle uğraşmasına sebep olacak kadar ön planda olan bir şiir anlayışının ne kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekmektedir. İşte günümüz Müslümanlarının uğraşa geldikleri şiirler de yine bu perspektiften değerlendirilmeli ve ALLAH Resulü((Sallallahu aleyhi vesselem).)’in izin verdiği ölçüde kalanı kadarı hayırlı kabul edilmeli, bunun ötesine geçen ve Müslüman şahsın İslam Ümmetinin temel meseleleri ile ilgilenmesine engel olan , hayatının tek meşgalesi haline gelen yani “İçine dolan şiir” ise, dengeli bir davranış biçiminin yok olması ve bunun yerini ifratın alması olarak değerlendirilmelidir.
Rantisi’nin şiiri incelendiğinde ise, yukarıda da bahsettiğimiz çizginin muhafaza edildiğini, ve şiirin hayatındaki öncelikli mesele olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü rahmetli Şehid Rantissi’nin hayatının merkezinde hiçbir zaman bir edebiyat merkezli bir hareket oluşturma gayreti göstermek, yahut direniş bilincini bir kenara bırakarak davasına sadece “kültürel” bir yön vermek gibi bir hal vaki olmamıştır. Her müslümanın hayatının, Şehid Rantisi’nin yaşamı gibi çok yönlü olması beklenemez şüphesiz ancak en azından, şiirle uğraşan bir Müslüman için şiirini Şehid Rantisi gibi Müslümanların hayrına ve faydasına kullanabilmek de bir gerekliliktir. Esasen şiirin bir müslümanın hayatında ön planda olsa dahi , bu bir hedef dahilinde olmalıdır, yani Müslüman bir şairin, yazmış olduğu şiirler bir anlamda şairin silahıdır. O şiiri sadece ALLAH ’a yönelmek, Müslümanları ALLAH ’ın davası için çaba göstermeye davet etmek ve cihada çağırmak amacıyla bir araç olarak kullanıyordu. Böylece, günümüzün baskın şiir anlayışı olan “Edebiyat yapmak için Edebiyatla meşgul olmak” gibi Müslümanların içerisinde de taraftar bulan şiir anlayışlarını hem hayatıyla hem de şiirlerinin içeriği ile reddediyordu. Şehid Abdulaziz Rantisi’nin oğlu Muhammed Rantisi de edebiyat için yapılan edebiyatı bir çeşit “sapıklık” olarak niteleyerek babasının da bu konuya bakışının bu şekilde olduğunu defaatle belirtmiş ve babasının şiiri yalnızca bir “araç” olarak kullandığını, nasıl ki Hassan B. Sabit şiirleri ile Resulullah’ı müdafaa ediyorsa Şehid Rantisi’nin de aynı şekilde şiir yeteneğini kullanarak mazlum halkların haklarını ve İslam’ı müdafaa ettiğini ifade etmiştir.
Öte yandan, Şehid Rantisi’nin hayatı bütün olarak göz önüne alındığında, Resulullah(a.s.) döneminde, sahabenin önde gelen isimleri arasında yer alan ve diğer bir yönüyle şiire oldukça hakim bir hatip olan Abdullah B. Revaha(radıyallahu anh)’ın hayatı ile ciddi bazı benzerlikler göze çarpmaktadır. Abdullah B. Revaha, yaşadığı dönemde içinde bulunduğu topluluğun öncülerindendi. Şehid Abdulaziz Rantisi de yaşadığı dönemde Filistin Halkının direnişine öncülük eden liderler arasında yer almaktaydı. Abdullah B. Revaha’nın, Mute Savaşında, kendisinden önceki komutanların şehadetinden sonra komutanlık görevini üstlendiğini ve Mute’de bu hal üzere şehid olduğunu İslam Tarihi eserlerinden öğreniyoruz .Şehid Abdulaziz Rantisi de Hamas Hareketinin kendisinden önceki Komutanı Şeyh Ahmed Yasin’in şehadetinden sonra görevi üstlenmiş ve İsrail Helikopterlerinden atılan füzelerle Rabbine kavuşmuştu. Bir anlamda diyebiliriz ki Şehid Abdulaziz Rantisi hem şairliği hem de devrimciliğinde ki dirayeti ve kararlığı ile devrimizin Abdullah B. Revaha’sı idi.
Şehid Abdulaziz Rantisi’nin şiirlerine teknik yönden bakıldığında görülen en önemli iki özellik, belirgin bir akıcılık ve söylemindeki netliktir. Bu durumu Şehid Abdulaziz Rantisi’nin şu dizelerinden anlamakta rahatlıkla mümkündür:
“Bir çıkarıversin akıncıların aslanı kınından kılıcını
İşte o zaman kurtulur ülkeler, helak olmaktan
Fakat kaçmak, kaytarmak ahlak olursa bizlere
And olsun ALLAH ’a bir yurdumuz olmayacak asla
İçinde rahat edeceğimiz…”
Diğer taraftan şiirlerinde gayet baskın bir epik özellik görülürken, şiirini mazlum halka doğru bir tavrı açıkça göstermek için kullandığı da bilinen bir gerçektir.Şehid Rantisi’nin şair yönü ile ilgili bir makale kaleme alan Bayan Gazeteci Reşa Ulvan da bu konuyu şöyle ortaya koymuştur: “Dr.Rantisi sadece Evrensel İslami Hareketin lider kişiliklerinden biri değildir.O haddi zatında bir hatip , bir edip ve şairdi.” Rantisi bu anlamda bir çok farklı yönü olan şiirini, Müslümanlara hitab etmek ve Müslümanları ALLAH yolunda mücadeleye davet etmek için kullanmaktaydı. Rantisi’nin bu yönüne örnek olarak şu dizelerini verebiliriz:
…
“Haydi, kalk ayağa ve tarih yaz, çünkü
Putların takipçileri kirletmiş bulunmaktadır tarihi
Gayret et engelleri aşmaya
Ta ki yol bulasın zirvelere ulaşmaya”
…
Yine kendilerini İsrail karşısında yalnız bırakan Arap başkanlarına hitaben yazdığı dizeler de Rantisi’nin şiiri hangi amaçla kullandığını göstermesi açısından oldukça önemlidir.
Kalplerinizi ve vicdanınızı canlandırınız!
Şayet kalpler kalmadı ise,
Vatanların pazarlığı,
Büyük günahlardan dahi büyüktür.
Bir dönüp bakın!
Gazze çocuklarına
İşiteceksiniz ki,
Karanlığın rahminden sabah doğuyor…
Bir dönüp bakın
Sabahın güzelliğine…
O, gecenin karanlığından sıyrılıp
Kefenlere son veriyor,
Haykırıyor…
…
Bedeni parçalanan Yüce Yasin’e dönüp bakın ki,
O’nun hamasetiyle
Zulmün etrafına çemberler çevrilmiştir.
Nun’un karnının içinden kızarak çağırıyor:
“Kafirler Aksa’dan uzaklaşmadıkça
Barış yoktur” diyor.
…
Ey Cüceler topluluğu!
Nasıl bir toprağı halksız görüyorsunuz?
Sefalet ve yokluk olsun size!
Ey İşgalciler!
Filistin’in kervansarayları ve tatil yerleri kimindir?
Dahası galibiyet nerede, devrimci nerede?
Bizim yüzbinlerce insanımızı etkileyen simgeler
Gerçeği hissetme feyzini zayıflatan şiarlar…
Görüyorsun!
Bizim nice insanlarımızı
Soğuk algınlığı yakalattı.
....
Şehid Rantisi’nin hayatı baştan sona incelendiğinde, ALLAH yolunda geçirilmiş bir hayatın ve şehadete kadar aralıksız devam etmiş bir mücadelenin yukarıda örneklerini gördüğünüz etkileyici şiirlerle süslendiği görülür. Bir Müslümanın hayatında şiirin nasıl yer bulması gerektiğinin anlaşılabilmesi için belki Abdulaziz Rantisi günümüzün en güzel örneklerinden bir tanesidir. Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde, sorumluluktan kaçmanın ve direnişi terk ederek, mücadeleyi sadece “şiir” yazmak yahut genel olarak “edebiyat” ile uğraşmakla özetleyenlerin göz önünde olduğu düşünülürse, Rantisi’nin şair kimliğinin gelecek nesillere örnek olarak gösterilmesinin önemi bir kez daha anlaşılır. Resulullah ((Sallallahu aleyhi vesselem).)’in yukarıda alıntıladığımız hadislerinde belirttiği çizginin korunabilmesi İslami anlayışın zihinlerde ilk günkü gibi yer edebilmesi için önem arz etmektedir.Eşinin Abdulaziz Rantisi hakkında bir röportajda söylemiş olduğu sözler bir Müslümanın hayat idealinin ne olması gerektiğini açıkça gözler önüne sermektedir:”O’nun tek ideali ALLAH yolunda şehid olmaktı, başka bir şey değil…”
Bizlere yaşamının her bölümüyle, önce “devrimci” olmamızın gerekliliğini en güzel şekilde gösteren, tavizsiz bir şekilde İslami mücadeleyi kuşanarak şehadetle ödüllendirilen, ve bir komutan, bir doktor, bir baba ve bir şair olarak bizlere en güzel şekilde örneklik teşkil eden, Şehid Abdulaziz Rantisi’yi bir kez daha minnet ve rahmetle anarken, Rabbimizin bizleri de Abdulaziz Rantisi’nin takip ettiği yoldan ayırmamasını temenni ediyoruz.